"Takvâ sahipleri için Rableri yanýnda, içinden ýrmaklar akan, ebediyen kalacaklarý cennetler, tertemiz eþler ve (hepsinin üstünde) Allah'ýn hoþnutluðu vardýr. Allah kullarýný çok iyi görür. (Bu nimetler) ‘Ey Rabbimiz! Ýman ettik; bizim günahlarýmýzý baðýþla, bizi ateþ azâbýndan koru!’ diyen, sabreden, dürüst olan, huzurda boyun büken, hayra harcayan ve seher vaktinde Allah'tan baðýþ dileyenler (içindir)."
( Âl-i Ýmrân sûresi - 15)
Bir Hadis
“Aþure gününün orucu hakkýnda
Ýbni Abbas (r.a.) bize þu mâlumatý aktarýr:
«Rasulullah aleyhisselatu vesselâm Medine’ye hicret ettiðinde Yahudilerin Aþure gününde oruç tuttuklarýný gördü ve ‘Bu oruç nedir?’ diye sordu. Kendisine þöyle cevap verildi: ‘Bu gün iyi bir gündür. Allah Teâlâ bu günde Musa (a.s.) ile Ýsrailoðullarýný düþmandan kurtarmýþtýr. Bu sebeple Musa (a.s.) bu günde oruç tutmuþtur.’ Peygamber Efendimiz aleyhisselatu vesselâm da:
‘Ben Musa’ya sizden daha yakýným.’ buyurdu ve
bu günde oruç tutulmasýný emretti.”
Buhari, Savm 69; Müslim, Sýyam 127; Ebu Davud, Savm 63
Bu durum Ramazan orucu farz kýlýnýncaya kadar devam etti. Daha sonra ise Rasulü Ekrem aleyhisselâtu vesselâm Aþure orucu mevzuunda insanlarý muhayyer (serbest) býraktý. ‘Bu gün Aþure günüdür. Bu günde oruç tutmak sizlere farz kýlýnmamýþtýr. Dileyen oruç tutsun, dileyen tutmasýn.’